Soner Soysal

Süleyman Demirel Üniversitesi
  •  1055
    The aim of this study is to examine the relation between Nietzsche’s perspectivism and his doctrine of the will to power and to show that perspectivism is almost a direct and natural consequence of the doctrine of the will to power. Without exploring the doctrine, it is not possible to understand what Nietzsche’s perspectivism is and what he trying to do by proposing it as an alternative to traditional epistemology. To this…Read more
  •  305
    David Hume’un Kozmolojik Argüman Eleştirisi
    Ethos: Dialogues in Philosophy and Social Sciences 9 (1): 77-96. 2016.
    David Hume’un Doğal Din Üzerine Diyaloglar kitabı, başlığının da ima ettiği gibi, vahiy metinlerine başvurmadan Tanrı’nın varlığına ve niteliklerine ulaşılıp ulaşılamayacağını araştıran bir metindir. Metin boyunca, felsefe tarihinde de gördüğümüz, iki ana yaklaşımı temsil eden iki temel argüman sunulur. Bunlardan ilki, a priori yaklaşımı temsil eden kozmolojik argümandır. Diğeri ise, a posteriori yaklaşımı temsi eden zeki tasarım argümanıdır. Bu yazıda, Hume’un, diyalogdaki Philo karakteri üzeri…Read more
  •  174
    Karl Marx’ın 1844 Ekonomik ve Felsefi Elyazmaları onun yabancılaşma kavrayışını anlamak açışından oldukça önemli bir metindir. Bu metinde dört farklı yabancılaşma türünden söz edilir. Ancak, Marx’ın bu yabancılaşma biçimlerine ilişkin açıklamaları incelendiğinde, aslında bunlardan birinin, türsel yabancılaşmanın, daha temel olduğu ve diğerlerinin de bu yabancılaşma biçiminden kaynaklandığı ortaya çıkar. Türsel yabancılaşmanın temel yabancılaşma biçimi olduğu iddiası, hem Marx’ın emeğin yabancıla…Read more
  •  140
    Nietzsche ve Demokrasi
    In Eray Yaganak (ed.), Demokrasi Felsefesi: Çağdaş Yaklaşımlar. pp. 50-72. 2022.
    «Demokrasi, insani varoluşa içkin olanakları hem pozitif hem de negatif özgürlükler bağlamında hayata geçirme ve her tekil insanın kendisini ne ise o olarak algılama arzusuna eşlik edecek “ontolojik haysiyet eşitliği” talebinin sesidir. Dile getirdiğim eşitliğe dayalı demokrasi talebi, aynı zamanda, egemenlik ilişkilerinin hiyerarşik yapılanmasına karşı bir direnişi de temsil eder. Bu kitaptaki her bir bölüm bu direnişe açılan yeni bir pencere olarak okunursa kitap amacına ulaşmış olacaktır». (e…Read more
  •  108
    Saf Hoşgörünün Bir Elestirisi
    with Robert Paul Wolff, J. R. Barrington Moore, and Herbert Marcuse
    Heretik Yayıncılık. 2014.
    Cambridge’deki büyük akademik cemaatin sakinleri olan bizler bir araya geldik ve hoşgörü ve onun egemen politik iklim içerisindeki yeri hakkında dostça ama ateşli bir tartışma yürüttük. Okuyucu, bizim nerelerde aynı düşüncede olmadığımızı bulmakta hiçbir zorluk çekmeyecektir. Diğer taraftan, farklı başlangıç noktalarından ve farklı yollardan hareketle yaklaşık olarak aynı yere ulaştık. Her birimiz için, egemen hoşgörü kuramı ve pratiğinin, incelendiği takdirde, korkunç politik gerçekleri gizleme…Read more
  •  96
    Özgürlük Üzerine Bir Deneme
    with Soner Soysal and Herbert Marcuse
    Ayrıntı Yayınları. 2013.
    Frankfurt Okulu'nun kurucu üyelerinden ve 20. yüzyıl eleştirel düşünce dünyasının köşe taşlarından biri olan Herbert Marcuse'nin 1969 yılında, bütün dünyanın halk ayaklanmalarıyla ve toplumsal hareketlerle çalkalandığı sıcak günlerde yayımlanan kitabı Özgürlük Üzerine Bir Deneme ele aldığı konuları ve tespitleriyle günümüzde de önemini koruyor. Bu kısa ama çarpıcı makale, Sol'un teorik ve pratik yeniden inşası ve eleştirel düşüncenin doğru mecralarda ilerleyişinin sağlanması açısından mutlaka ok…Read more
  •  53
    Nietzsche’nin doğruluk ve bilgi hakkındaki görüşleri onun felsefesinin en fazla karanlıkta kalmış bölümüdür. Bunun bir nedeni, onun bu görüşlerinin yayımlanmış eserleri ve yayımlanmamış notlarında dağınık bir şekilde bulunmasıdır. Aynı zamanda, Nietzsche’ye göre doğruluk ve bilginin ne anlama geldiğini anlamak için onun güç istenci ve perspektivizm teorilerine de nüfûz etmek gerekir. Birbirine çok sıkı bir şekilde bağlı olan bu kavram ve teorilerden oluşan yapı anlaşıldığında Nietzsche fe…Read more
  •  21
    Rousseaudan Nietzscheye Avrupa Düsünce Tarihi
    with Frank M. Turner
    Kafka Kitap. 2019.
    Çağımızın seçkin kültür ve düşünce tarihçilerinden Frank Turner’ın Yale Üniversite’sinde verdiği derslerden oluşan Rousseau’dan Nietzsche’ye Avrupa Düşünce Tarihi, Aydınlanma döneminden yirminci yüzyılın başına dek Avrupa’da yaşanan radikal değişimi fikir akımları ve öncü figürler üzerinden anlatıyor. Oxford Today’in editörü Richard Lofthouse tarafından derlenen bu dersler, farklı disiplinleri ustaca bir araya getirerek döneme dair kapsamlı bir bakış açısı sunuyor. Yale’in en sevilen hocalarında…Read more
  •  19
    Kierkegaard’nun Öznel-Nesnel Hakikat Ayrımı Temelinde Tekil Birey Anlayışı
    Kilikya Felsefe Dergisi / Cilicia Journal of Philosophy 6 (2): 90-101. 2019.
    Bu makalede Søren Kierkegaard felsefesinin temel kavramlarından birisi olan ve yine bu felsefeye varoluşçu karakterini kazandıran tekil birey kavramını ele alıyorum. Kierkegaard, ilk bakışta epistemolojik bir ayrımmış gibi görünen, bu kavramı öznel ile nesnel hakikat arasında yaptığı ayrım üzerine temellendirir. Kierkegaard tekil bireye giden yolun nesnel hakikatten değil, öznel hakikatten geçtiğini ileri sürer. Tekil birey, Kierkegaard’ya göre, kendi yaşamının sorumluluğunu alabilen, kendi yaşa…Read more
  •  17
    Güç İstenci ve Yorum
    Tabula Rasa: Felsefe Ve Teoloji 1 (23): 126-36. 2008.
    Güç istenci öğretisi ve bu öğretinin temel kavramları olan yorum ve perspektivizm, Türkçe Nietzsche literatüründe ihmal edilen ya da yeterince ilgilenilmemiş konulardır. Ancak, bana göre, güç istenci öğretisi ve söz konusu kavramlar olmadan, Nietzsche’nin felsefesinin anlaşılma olanağı yoktur. Güç istenci öğretisi ve bu öğretinin ortaya koyduğu güç mücadelesi, karşımıza kaotik, sürekli değişimin yaşandığı bir evren çıkarmaktadır. Bu değişimin temel dinamiği güç mücadelesidir. Bu güç mücadelesi i…Read more
  •  12
    David Hume’un Beğeni Standardı I: Farklılıklar ve Standart
    Kilikya Felsefe Dergisi 1 (2): 183-196. 2020.
    Bu çalışmada David Hume’un, insanların beğenileri arasında var olduğu açık bir şekilde görülen farklılıklara rağmen, beğeninin bir standardının bulunduğuna yönelik iddiası incelenecektir. Hume beğeni standardını, ilk kez, 1757 tarihinde yayımlanan Of the Standart of Taste başlıklı makalesinde ele alır. Hume’un söylediklerini tartışmalı hale getiren iki unsur vardır: Birincisi Hume gibi, deneyimden bilgi edinmenin en önemli olanaklarından biri olan tümevarımsal akıl yürütmenin temellerini sa…Read more
  •  12
    David Hume’un Beğeni Standardı II
    Kilikya Felsefe Dergisi / Cilicia Journal of Philosophy 8 (1): 18-32. 2020.
    Bu çalışma, David Hume’un beğeninin bir standardı olduğu iddiasına yönelik incelememin ikinci aşamasıdır. Böyle bir incelemeye başlamamın nedeni, çalışmanın birinci aşamasının başından da söylediğim gibi, açık bir şekilde görülen beğeni farklılıklarına rağmen, tümevarımsal akıl yürütmeyi eleştiren deneyci bir filozof olan David Hume’un beğeninin bir standardı olduğunu iddia etmesidir. Deneyci bir filozof olduğu için, Hume’un bu standardı a priori ya da doğuştan idelere dayandırma olanağı yoktur.…Read more
  •  10
    Adorno
    Alfa Yayınları. 2012.
    Theodor W. Adorno, İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemin önde gelen filozof ve toplum kuramcılarından biridir. Eleştirel Kuramın gelişmesinde önemli rolü olan, özgün ve de genellikle zor olan yazıları sadece temel felsefi sorular ileri sürmekle kalmayıp aynı zamanda edebiyat, sanat, müzik, sosyoloji ve siyaset kuramına ilişkin derin analizler de sunar. Bu kapsamlı kitapta Brian O’Connor, Adorno’nun felsefesini, onun eserleriyle ilk kez karşılaşanlara açıklamaktadır. O’Connor, bu amaçla, yaşamı ve …Read more
  •  10
    Felsefedeki normal dönemler felsefenin belirlenmiş ve uzlaşılmış bir tanımının olduğu filozofların kendi disiplinlerinin ve onun içerdiği görevlerin doğası hakkında genel bir mutabakata sahip oldukları zamanlardır Devrimci zamanlar ise böyle bir tanımın olmadığı felsefeye ilişkin çelişen kavramsallaştırmaların olduğu zamanlardır Bu tanımlara göre geç on sekizinci erken on dokuzuncu ve geç yirminci yüzyıllar normal zamanlardı Bununla birlikte on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısı devrimciydi Çünkü …Read more