“Hakikat” arayışının çok sayıda eleştiriye maruz kaldığı son dönem felsefe tartışmalarında, kesinliğin yerini yorum çeşitliliğinin aldığı ve retoriğin önem kazandığı görüşler ön plana çıkmıştır. Modern epistemolojiye yönelik eleştirileri içeren bu görüşlerde mutlak hakikatlerin yerini geçici yorumların almasında son yüzyılın tele-teknolojik gelişmelerinin de önemli payı olduğu görülmektedir. Günümüzde kitle iletişim araçları ve tekno-bilimsel ürünler, enformasyonun iletilmesini, yayılmasını sağl…
Read more“Hakikat” arayışının çok sayıda eleştiriye maruz kaldığı son dönem felsefe tartışmalarında, kesinliğin yerini yorum çeşitliliğinin aldığı ve retoriğin önem kazandığı görüşler ön plana çıkmıştır. Modern epistemolojiye yönelik eleştirileri içeren bu görüşlerde mutlak hakikatlerin yerini geçici yorumların almasında son yüzyılın tele-teknolojik gelişmelerinin de önemli payı olduğu görülmektedir. Günümüzde kitle iletişim araçları ve tekno-bilimsel ürünler, enformasyonun iletilmesini, yayılmasını sağlayan birer araç olmaktan çok, bilgisel alanı inşa eden birimler olarak düşünüldüğünde, hakikat alanının ve bununla bağlantısında -etik-politik karara dayanan- eylem alanının, enformasyon sistemleri ve kitle iletişim araçlarındaki gelişmelerle bağlantılı olarak yeniden değerlendirilmesi tartışmaların verimliliğini sağlamak bakımından önemlidir. Bu bakımdan bu çalışmanın amacı, bilgisel alanda “hakikat” arayışının yerini yorum çoğulluğuna bırakmasında tele-teknolojik gelişmelerin rolünü -eylem alanı ile bağlantısını da göz önünde bulundurarak- McLuhan, Baudrillard, Virilio gibi düşünürlerin görüşleri doğrultusunda ele almaktır.